Çankaya’da madde kullandığı tahmin edilen eli bıçaklı bir şahıs bir okula girmeye çalışıyor.
Okul yönetimi okul kapılarını kapatıp öğrencilerin dışarı çıkmasını engelledikten sonra emniyet birimlerini konudan haberdar ediyor.
Aynı şahıs bölgede bulunan başka bir okula yöneliyor.
Okul çıkış saatine denk geldiği için okul bölgesindeki yollar ve sokaklar öğrenci dolu.
Eli bıçaklı saldırgan kontrolsüzce önüne gelene saldırıyor.
Saldırı sonucu Kahramanmaraş’tan gelen bir depremzede öğrencimiz kalbine saplanan bıçakla hayatını kaybediyor.
Saldırıya uğrayanlar arasında hayati tehlikesi olacak derecede ağır yaralanan öğrenciler var.
Canını tehlikeye atmak pahasına saldırganı kontrol altına alan öğretmen ve vatandaşlar olmasa facianın boyutları çok daha büyük olacak.
Bu saldırı, toplum olarak madde bağımlılığı, şiddet ve değer erozyonu başta olmak üzere çok tehlikeli bir dip dalga ile karşı karşıya kaldığımızı bir kez daha gösterdi.
Yaşadıklarımız; gençlerde şiddet ve zorbalık gibi davranışlarla dışa vuran duygu, düşünce ve ruh halinin sebepleri üzerinde uzun uzun düşünmezi kaçınılmaz kılıyor.
Meselenin köküne inmeden bu olayların çözümüne dair bir sonuca varmak mümkün değil.
Öncelikle bu durumun sorumlularının başkası değil, hepimiz olduğu gerçeğinden yola çıkarak meseleye bakmalıyız.
Elbette yetki ve sorumluluk boyutuyla karar verici konumda olanların sorumlulukları da vebali de daha büyük.
Diğer taraftan bu elim olay okullarda güvenlik görevlisi ihtiyacı,  okul çevresinin güvenliği, okul polisi uygulaması başta olmak üzere birçok uygulamanın da gözden geçirilmesi gerektiği gerçeğini bir kez daha hatırlattı.
İnşallah üzülmekle, kınamakla yetinilmez, benzer olayların tekrar etmesini engelleyecek tedbirler alınır. 
Vefat eden öğrencimize rahmet; ailesine, okul yönetimine ve öğretmenlerimize sabır diliyoruz.