Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, öğretmenlik mesleğinin hak ettiği şekilde tanımlanması, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarının, haklarının korunması ve artırılması, yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi gerektiğini belirterek, “Meslek kanununun hala çıkarılmamış olması hukuki açıdan boşluk, mesleki açıdan ise yoksunluktur. Bu yüzden öğretmenlik meslek kanununun çıkarılması konusundaki ısrarımızı sürdürüyoruz” dedi.
Ali Yalçın, Ankara Genişletilmiş İl Divan Toplantısı’nda eğitim gündemine ve toplu sözleşme sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kamu sendikacılığında örgütlenmenin mayasının çalındığı 1992 yılından bugüne zorlu yollardan geçerek geldiklerini belirterek konuşmasına başlayan Yalçın, “Bugün 1 milyonu aşan üyemizle, örgütlülüğümüzle zorlukları birlikte aşıyoruz. Sendikacılığı yeniden tanımlayan ve konumlayan, sendikacılığa yeni bir soluk getiren entelektüel bir kapasite, güçlü bir teşkilatız. Diğerlerine göre değil, değerlerimize göre sendikacılık yapıyoruz. Anadolu’nun kabul görmüş değerlerini baş tacı eden, milletle hiçbir zaman çatışmayan, karşı karşıya gelmeyen, derdi ve davası olan, yeniden güçlü medeniyet idealiyle yürüyen bir sendikal hareket olarak kendimizi ayrı konumladık ve istikametimizi hiç kaybetmedik” diye konuştu.
Örgütlenmenin değerini artırdık
6. dönem toplu sözleşmesiyle 134 TL olan toplu sözleşme ikramiyesinin 400 TL’ye çıkarılmasını sağlayarak örgütlü olmanın değerini artırdıklarını vurgulayan Yalçın şöyle devam etti:
“Bu toplu sözleşmeyle; okul öncesi ve sınıf öğretmenine, atölye şefliği görevi verilen öğretmenlere iki saat şube sorumluluğu ücretinin ödenmesi, RAM’larda özel eğitim öğretmenlerine ek ders ücretlerinin 15 saatten 18 saate çıkarılması, yaygın eğitim kurumlarında nöbet ücreti ödenmesi, eğitime hazırlık ödeneğinin artırılması, belletici görevi verilen öğretmenlere ilave artış sağlanması ve belletici görevinde de sınırın yükseltilmesi, ilave olarak yöneticilerin aylık ders ücret sınırının 56 saatten 64 saate çıkarılması, pansiyonlu okullardaki yöneticilere de belletmenlik ücretinin verilmesi, müdür ve müdür başyardımcılarının ilave ek ders ücretine bir saat daha eklenerek diğerleriyle eşitlenmesi gibi birçok önemli maddeyi bu toplu sözleşmeyle kazanımlarımız arasına ekledik.”
3600 ek gösterge çalışmaları haksızlığa ve yeni yasal düzenlemelere gerekçe oluşturmadan tamamlanmalıdır
Altı dönemdir ısrarla masaya taşıdıkları ‘3600 Ek Gösterge’ ve ‘Kamuda Sözleşmelilik’ konularına ilişkin değerlendirmede bulunan Yalçın, “Bugüne kadarki kazanımların tamamını mücadelemizin ve ısrarımızın sonucunda elde ettik. Bu mücadelenin sonunda da 3600 ek gösterge ve kamuda sözleşmelilik konusu 2022 yılı içerisinde Memur-Sen ile yürütülecek ortak çalışmayla tamamlanacak. Kasımda gerçekleştirilecek olan Kamu Personeli Danışma Kurulu'nda (KPDK) komisyon oluşturulmasını ve çalışmaların başlatılmasını talep ettik. Bu çerçevede, 3600 ek gösterge konusunda yapılacak çalışmalar hem haksızlığa hem de yeni yasal düzenlemelere gerekçe oluşturmadan tamamlanmalıdır. Bu sonucu ulaşmak için ise vaadin kapsamının genişletilmesi gerekmektedir. Unvan, kurum, öğrenim durumu, hizmet sınıfı gibi gerekçeler üzerinden ayrım yapılmasının adil bir sonuç üretmiyor” diye konuştu.
Şef ve yardımcı hizmetler sınıfının mali ve sosyal hakları iyileştirilmeli
Yalçın, şef ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının genel idare hizmetleri sınıfı kapsamına alınmasına ilişkin toplu sözleşme masasında mücadele verdiklerini bundan sonra da bu konuda çalışmalarını sürdüreceklerini belirterek, “Kamu hizmetinin tüm paydaşların ürettiği, niteliğine herkesin katkıda bulunduğu gerçeğinden hareketle, hizmetli, memur, şeflerimiz başta olmak üzere, genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfının alın terinin karşılığı olarak mali ve sosyal haklarında iyileştirmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Meslek kanununun eksikliği hukuki açıdan boşluk, mesleki açıdan yoksunluktur
Öğretmenlik mesleğinin statüsünü yükseltecek, mesleği tüm aşama ve basamaklarıyla ele alacak, öğretmenlerin haklarını koruyacak, çalışma şartlarını iyileştirecek, eğitimcilere karşı artan şiddet olaylarının önüne geçecek öğretmenlik meslek kanununun artık geciktirilmeden çıkarılması gerektiğini dile getiren Yalçın konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İnsanlığın kadim mesleklerinden öğretmenlik, beşerin insanlaşması ve bireyin uzmanlaşması konusunda rehber ve rol modeldir. Mesleğin hak ettiği şekilde tanımlanması, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarının, haklarının korunması ve artırılması, yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi gerekmektedir. Meslek kanununun hala çıkarılmamış olması hukuki açıdan boşluk, mesleki açıdan ise yoksunluktur. Bu yüzden öğretmenlik meslek kanununun çıkarılması konusundaki ısrarımızı sürdürüyoruz. Hedefler ve gerçekler bağlamında uluslararası standartlara uygun bir kariyer mesleği niteliği taşıyan; öğretmenin etkinliğini artıracak, itibarını yükseltecek meslek kanunu bir an önce çıkarılmalıdır.”
Kamu sendikacılığında daha iyisi için 4688 sayılı Kanunun değişmesine ihtiyaç var
İlerleyen süreçte ise en çok 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun değiştirilmesi konusu üzerine yoğunlaşacaklarını yoğun bir çalışma gerçekleştireceklerini belirten Yalçın, “20 yıl önce çıkarılan ve bugün ihtiyaçlara cevap vermeyen bu kanundan bahsediyoruz. Sendikal alanda daha iyisi, daha doğrusu ve daha adili için 4688 sayılı Kanunun değişmesine, doğru hükümler içermesine ihtiyaç var. Bunu değiştirmek için büyük bir gayret ve cesaret daha ortaya koyacağız. Ayrıca önümüzdeki süreçte üniversite idari personelinin görev yeri değişikliği, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarındaki keyfi uygulamalar ve yardımcı hizmetler sınıfı gibi birçok konuda da çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.