Haber
2017-03-07 17:28:03
KAPİTALİST PARİDAGMAYLA ÇALIŞMA HAYATININ SORUNLARI ÇÖZÜLEMEZ

Haşlak: Teşkilatımız Sorunların üstesinden Gelecek Güçtedir

Programda katılımcılara hitap eden Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Yüksel Haşlak da şube faaliyet alanındaki 7 ilçe, MEB merkez teşkilatı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğündeki sendika temsilcilerinin katıldığını eğitimde ele alınan konuların sendikal faaliyetlere nitelik ve ivme kazandıracağını söyledi. Haşlak, sendika olarak ülkenin sorunlu her alanında çözüme katkı sunma konusunda kendilerini sorumlu gördüklerine işaret ederek bu sorumluluğun üstesinden İşyeri Temsilcileri ile gelebileceklerini belirtti.

Yüksel Haşlak’ın konuşmasının ardından Eğitim-Bir-Sen genel başkan Vekili Latif Selvi konuşmasını sürdürdü.

KAPİTALİST PARİDAGMAYLA ÇALIŞMA HAYATININ SORUNLARI ÇÖZÜLEMEZ

Dünyada yaşanan hiçbir siyasi ve sosyal olayın tesadüfi olmadığını söyleyen Eğitim-Bir-Sen genel başkan Vekili Latif Selvi, Türkiye’de yapılan müfredat çalışmalarına ilgi duyan uluslararası çevrelerin bu ilgisinin, sürdürülmeye çalışılan kapitalist düzenin devamı için hayati olduğunu belirtti. Sendika olarak çalışma hayatının yanı ısıra sosyal ve siyasal olaylara da kayıtsız kalmalarının mümkün olamayacağını işaret eden Selvi, “ İnsanca yaşamak herkesin hakkı. Biz bunun kavgasını veriyoruz. Emek ve alın terinin ideolojilere malzeme edilmesini doğru bulmuyoruz.” Dedi.

 

Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No’lu Şube İşyeri Temsilcileri Eğitimi Haymana’da gerçekleştirildi. Eğitim toplantısına katılan sendika işyeri temsilcilerine hitap eden Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in kuruluş felsefesini anlamadan sendikal misyonlarına hizmet etmenin mümkün olamayacağına işaret ederek İşyeri Temsilcileri Eğitimlerin bu anlamda önemli bir amaca hizmet edeceğini söyledi.

 

Disiplinli olmayan yapılar katkı veremez

Fikir, dert ve dava sahibi insanların sahip oldukları ideali başkalarıyla paylaşması sonucu kitleleşme yolunda mesafe kat edilebileceğini söyleyen Selvi, kitlelere mal olan hareketlerin bazı özelliklere sahip olması gerektiğini belirtti.

İdealleri olan bir teşkilatın dört ana unsuru mutlaka gerçekleşmiş olması gerektiğini söyleyen Selvi, “Bunlardan birincisi; güçlü bir fikir temeli üzerine inşa edilmesi ve nesillere tevarüs ederek yaşamasıdır. Aksi halde bir dönemde popüler bir fikir olarak gelir ve saman alevi gibi parlayıp söner. İkinci önemli ayağı da; güçlü bir teşkilat yapısına ve organizasyona sahip olmasıdır.  Üçüncü önemli özelliği teşkilat bilinciyle hareket eden ve insicamlı çalışmalarıyla üretken ve dinamik bir yapıya sahip olmasıdır. Son olarak da teşkilat disiplinine sahip olması gerekir.  Eğer teşkilat disiplinine sahip değilseniz birikiminiz ne olursa olsun oluşturmuş olduğunuz o yapıya potansiyeliniz kadar katkı vermeniz mümkün olmaz.” İfadelerini kullandı.

 

Eğitimcilerin katkısı olmadan toplumsal kalkınma sağlanamaz

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen ailesinin Mehmet Akif İNAN’nın öncülüğünde yola çıkan kadroların büyük bir ideale sahip olduklarını söyleyen Selvi konuşmasına şöyle devam etti: “ Eğer bu ülkenin geleceği adına bir şeyler ortaya konacaksa bu ülkenin en birikimli kesimi olan eğitim camiasının katkısı kaçınılmazdır. Eğer bu verilemiyorsa ya sistemde problemler vardır veya toplumun katılımında bir takım zafiyetler vardır. İnanç ve kültür değerlerimizden kaynaklanan ideallerle Türkiye’yi gerçek mecrasına taşıyabilecek dinamiklerin üretebilmesi eğitimcilerin katkılarıyla olacaktır. Eğitimcilerin eksik kaldığı çalışmalar mutlaka zafiyet içerisinde kalır.”

Kapitalist anlayış, güçsüzleri güçlülerin insafına terk eder

Çalışma hayatının sorunlarını kapitalizmin temel dinamikleri üzerinden tarif edenlerin gelecek adına huzurlu bir toplumu inşa etmelerinin mümkün olmadığını söyleyen Selvi, “Onlar hep çalışma hayatında girdiler ve çıktıların hesabını yaparlar.  Onların rekabetçi anlayışa dayandırdıkları zihniyete göre fazla üretenin ve güçlü olanın ayakta kaldığı, zayıf olanın yok olduğu bir sistem kaçınılmazdır. Onun içinde güçsüzlere hayat hakkı yoktur. Kapitalist paradigmada güçsüzler ölmeye mahkûmdur ve onlar hayatlarını ancak güçlülerin iradesi çerçevesinde sürdürebilirler. Böyle bir bakış açısının inşa ettiği çalışma hayatından topluma huzur gelmesi mümkün olmaz. Bunun içinde çalışma hayatı adına hem ülkemizin bize sağlamış olduğu imkânlar, hem de insani değerler çerçevesinde çalışma hayatı yeniden tanımlanmalıdır. Bu anlayışı hâkim kılmak için Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’e büyük iş düşmektedir.” şeklinde konuştu.

 

Birbirimize kenetlenerek çalışmalıyız

Bir toplum kendi değer yargılarında zafiyet yaşar ve çözülme sürecine girerse dış unsurların ve kültür emperyalizminin etkisiyle yozlaşacağını söyleyen Selvi, “Emperyalist yaklaşımların etkisi altındaki yönetimler ve ülkeler üzerlerindeki baskı ve hegemonya ile ülkenin geleceğini emanet etmek istediğimiz gençlerin hainlik edenlerin değirmenine su taşır noktaya getirilebilir. Bizim sendikal hayatımız bir fanteziden ibaret değil. Bunun içinde bizim çokça kullandığımız bir şey vardır. Kendi içimizde insicamlı olmak için ‘içimize yolculuk’ diyerek eğitim çalışmalarını başlattık. Teşkilat eğitimine bunun için önem veriyoruz.  Yaklaşık bir buçuk yıl içerisinde şube teşkilatlarımız, ilçe temsilciliklerimiz ve şimdi de işyeri temsilciliklerimizin eğitimini gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Hepimiz hep birlikte bütün alanlarda beraberce yekvücut olarak birbirine kenetlenmiş bir binanın tuğlaları gibi birlikte hareket edebilen bir yapıya dönüşmemiz gerekiyor. Buradan alacağımız birikimler kendi birikimlerinizle birlikte sendikal çalışmalarımıza önemli katkılar sunacaktır.” dedi.

Adil bir dünya istiyoruz

Uzun süre emek mücadelesinden geçinenlerin emek mücadelesi sayesinde iktidarlarını ve saltanatlarını kurduklarını söyleyen Selvi, ancak emekçiler adına ortaya slogandan başka bir şeyin çıkmadığını belirtti.

“Emekçiler adına meydanlarda olduğunu söyleyenlere, soruyorum çalışma hayatına ne tür bir katkınız oldu?” diyen Selvi, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sadece iyi slogan attılar. Emek ve alın terini kendi ideolojilerine malzeme yaptılar. Bunu ulusal ve küresel alanda yaptılar. Biz de ulusal sınırlarımızla sınırlı kalmayan bir anlayışla bu emperyalist zihniyetle mücadele etmek gerektiğini düşünüyoruz. Bunun içinde yurtdışı açılımlara büyük önem veriyoruz.  Çalışmalar yapıyoruz ve ortak bir emek mücadelesi çerçevesinde eğitim ve emek merkezli olarak bir birliktelik oluşturmaya çalışıyoruz. Bunlar büyüdükçe uluslararası emperyalizmin değirmenine su taşıyan adı sendika ama sendikacılıktan daha çok dünyadaki sömürü çarkını devam ettirmek isteyenler rahatsızlık duyduklarını duyuyoruz. Zaman zaman birtakım açıklamaları ve birileriyle bir takım değişik boyutlarda görüşmeler yaptıklarını görüyoruz. Bunların hepsinin temelinde şu vardır. İstiyorlar ki meri sistem devam etsin ve emperyalizm dünyanın kaynaklarını sömürmeye devam etsin. Biz buna hayır diyoruz. Biz diyoruz ki insanca yaşamak her kesin hakkı ve kimse kimsenin hakkını yemeyecek. Adil bir dünya istiyoruz. Ve herkes insani değerlerle var olacaktır. Kendi gerçekliğiyle var olacaktır. Kendisini başkasına göre tarif etmeyecek. Ben buyum diyecek ve bunu da gocunmadan ve bunu rahatlık içerisinde ifade edebilecek. Bunu başarmaya mecburuz.”

Müfredat çalışmaları eğitimcilere bırakılmıyor

 Yıllar boyu eğitim müfredatının eğitimcilere bırakılmadan uluslararası odakların etkisi altında hazırlandığına işaret eden Selvi, sendika olarak hazırladıkları müfredat raporundan sonra Amerika’dan iki heyetin kendilerini ziyaret ettiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı: “ Sordukları en temel konu neyi değiştirmeye çalıştığımıza ilişkin hususlardır. Anlamaya çalıştıkları şey ana paradigmaya itirazımız var mı, yok mu?  Müfredatın teknik boyutuyla ilgili değişikliklere ilgi duymuyorlar. Ne mi istiyorlar?  Yeni bir toplum inşasına asla izin vermek istemiyorlar. Ama biz bunu da başarmaya mecburuz.”

 

İyi idealler güçlü kadrolarla gerçekleşir.

Referandum sürecinde yaşanan tartışmalar da değinene Selvi, Sendika olarak sadece çalışma hayatının sorunlarıyla sınırlı bir sendikacılık yapmalarının mümkün olmadığını belirtti.  Çalışma hayatında yaşanan sorunların, ülkenin siyasi istikrarı ve toplumsal barıştan ayrı düşünülemeyeceğini söyleyen Selvi şu ifadeleri kullandı: “Dış güçlerin etkisi ve baskısıyla ülkemiz örtülü bir savaş ortamına sürükleniyor. Bu gün zayıf iktidarlarla birtakım palyatif değerlendirmeler ve günü birlik çözümlerle kalıcı ve istikrarlı bir ülke olmamız mümkün değildi. Bunun içinde ülke geleceği adına daha güçlü inisiyatifler alabilecek güçlü yönetimlere ve mekanizmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda da referandum sürecinde ülke olarak iktidar kavgalarıyla kaybedecek zamanımızın olmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle teşkilat olarak biz de referandum sürecinde aktif rol alıyor ve güçlü yönetim ve istikrarlı bir gelecek adına teşkilatlarımızı seferber ediyoruz. İyi idealler güçlü kadrolarla gerçekleşir. Bu anlamda sizlere de büyük iş düşüyor. Allah gayretlerinizi artırsın .”

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen