Ankara 1 Şubesi
1594 | | | 25-12-2019
Bir Angaryaya Dönüşen Veli Ziyaretleri
Nevzat ÖYLEK

Öğretmenlik mesleğinin statüsüne ilişkin araştırmalarda, mesleğin saygınlığını belirleyen bir takım parametreler sıralanır. Bu araştırmalarda zikredilen parametrelerden biri de öğretmenlik mesleğinin özerkliği, diğer bir ifadeyle öğretmene duyulan güvendir. Anlattığı dersin içeriği, öğretim yöntemleri, ölçme ve değerlendirme teknikleri ve çevreyle ilişkilerde öğretmeni özgür bırakmak, hem öğretmene duyulan güvenin, hem de mesleki özerkliğin gerekliliği olarak kabul edilir ve bu da öğretmenlik mesleğinin saygınlığı açısından bir zorunluluk olarak görülür. Bu sebepten dolayı, eğitimi gelişmiş ülkelerde öğretmenler olabildiğince iyi yetiştirilir, onlara güven duyulur ve öğretmenlerin mesleki özerkliğini ihlal eden talimat ve uygulamalardan özenle kaçınılır.

Peki, sözde öğretmenlerin statüsünün güçlendirilmesi gerektiğini ve mesleki itibarlarının yüceltilmesi gerektiğini ifade eden bizler, bir saygınlık göstergesi olan öğretmen özerkliği konusunda hangi düzeyde duyarlıyız? 

Maalesef yürürlüğe konulan düzenleme ve uygulamalara bakıldığı zaman yönetici ve öğretmenlerin görev yaptıkları bölgenin, okullarının ve öğrencilerinin özel durumlarına uygun yöntemlerle çalışmalarına imkân vermeyen, onlara güvenmeyen, hareket kabiliyetini sınırlayan bir anlayış hâkim. Eğitimin bütün yükü omuzlarına bindirilen yönetici ve öğretmenler, büyük bir özveriyle görevlerini yapmaya çalışıyorken her biri birer istatistiksel veri olmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyen uygulamalarla eğitimcileri adeta canından bezdirecek düzeyde merkeziyetçi bir yönetim yaklaşımı söz konusu. Kırtasiyeciliğin, formalitelerin ve sosyal medyada reklam aracı olmanın ötesinde bir amaca hizmet etmeyen uygulamalar, eğitimcilerin gerçek gündemlerine bağlı kalarak görevlerini ifa etmelerine imkân vermez durumda.

Zihinsel arka planında, eğitim çalışanlarına güvensizlik bulunan bu anlayışa sahip yöneticiler, akıllarına gelen her parlak fikri (!) bir talimata dönüştürüp kuyuya bir taş yuvarlıyorlar.  Uygulanabilirliği, etki değerlendirmesi, fayda analizi ve hepsinden önemlisi uygulayıcıların görüşleri alınmadan dikte ettirilen angarya niteliğindeki uygulamalar, adeta bir milli seferberlik gibi lanse edilen projelere dönüştürülüyor.  Gün geçmiyor ki; öğretmenlik mesleğinin saygınlığı ile bağdaşmayan, mesleğin ruhuyla çelişen, öğretmeni klasik amir-memur hiyerarşisi içinde hizaya sokan, öğretmenleri mesleklerini özgür ve özgün yöntemlerle icra etmekten alıkoyan bir proje yürürlüğe girmesin.  Bunun son örneği, öğretmen ve yöneticilerin veli ziyaretleri ile ilgili proje. 

Öğretmenlik ve eğitim yönetimi konusunda az çok bilgi sahibi olan herkesin özel bir anlam yüklediği ve önem verdiği “veli ile ilişki” konusunun bir projeye dönüştürülmesine herkesin ilk tepkisi “veli ziyareti de proje mi olurmuş!” şeklinde oluyor. Ama burası Türkiye, neler olmuyor ki bu olmasın…

Nitekim Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü de veli ziyaretlerini projeye dönüştürüp velilerin yüzde 15’inin sene sonuna kadar evlerinde ziyaret edilmesi hedefini belirleyip, yönetici ve öğretmenlere bu konuda bir dizi ek görev ve sorumluluklar yükleyen bir projeyi hayata geçirdi.

Sayın Milli Eğitim Bakanımızın teşviki ve sosyal medya paylaşımının ardından bir furyaya dönüşen ve veli ziyareti projesinden muzdarip yönetici ve öğretmenler,  veli ziyaretlerinin bu haliyle umulan faydayı sağlamayacağını düşünüyorlar.

Yanlış anlaşılmasın. Öğretmen gibi öğrenci ve veli de eğitim öğretim süreçlerinin önemli aktörleridirler. Dolayısıyla, eğitim öğretim süreçlerinin önemli aktörlerinden biri olarak velinin sürece dâhil edilmesine itirazımız olamaz. Ancak doğal akışı içinde zaten yapılan, ihtiyaç duyulması halinde mahremiyet sınırları ihlal edilmeden ve büyük bir özveri ile gerçekleşen veli ziyaretlerini; istatistiklerden ibaret zorunlu bir görev, fotoğrafla belgelenen bir güvensiz süreç ve akabinde muhtemelen Bakanlık yetkililerinin dâhil oldukları sosyal medya paylaşımlarıyla amacına hizmet etmekten uzak bir angaryaya dönüştürmenin hiçbir faydasının olmayacağının bilinmesi gerekiyor.

 

 

NEVZAT ÖYLEK

EĞİTİM-BİR-SEN

ANKARA 1 NO.LU ŞUBE BAŞKAN YARDIMCISI

Tüm Yazılar
11 DÜNYANIN GİDİŞATI VE SORUMLULUĞUMUZ
12 OKULLARDA GÜÇLENDİRME GARABETİ
13 CÂNİCE SALDIRIYA BİR ÖĞRENCİMİZİ KURBAN VERDİK
14 İNANIYORUZ, O HALDE MUTLAKA BAŞARACAĞIZ
15 Bir Angaryaya Dönüşen Veli Ziyaretleri