Ankara 1 Şubesi

Öğretmenlik Mesleğine Yapılan Ahlaksızlıktan Davacı Olduk

Öğretmenlik mesleğine yapılan ahlaksızlıktan davacı olduk


Ömür boyu bitmeyen bir faaliyetin başaktörü olan öğretmenlerimiz, toplumsal olarak yüksek ideallerimizi yaşatmanın, millî mefkûrelerimizi aşılamanın bitmez cefasını çeken, geleceğimize hayatını adayan bir mesleğin mensuplarıdır.

Bilginin sosyal, kültürel, teknolojik, ekonomik tüm alanlardaki gelişmeleri doğrudan etkilediği dünyamızda, topyekûn kalkınma idealimiz, öğretmenlerimizin sorumluluğuyla aynı oranda saygınlığını da artıracak mahiyette olmalıdır. Bu inceliği unuttuğumuz veya ihmal ettiğimiz ölçekte hayatın rengi solmakta, millet olarak geleceğimiz yara almaktadır. Bilinmelidir ki ilim ve irfan geleneğimiz içinde muallim olarak anıldığı dönemlerden beri öğretmenlik, formel düzenlemelere ve ifadelere gerek kalmadan kendiliğinden değer bulmuş, değer görmüştür.

Her alanda kalkınarak vatan ve millet varlığını ilelebet payidar kılma davamızın en sağlam kaynağı olan insanımızı, hayatın her alanı için bilgi ve beceriyle donatarak yetiştiren öğretmenlerimiz, geceyi gündüze katarak akıttıkları terle onurlu bir mesleği icra etmektedir. Ona vereceğimiz önemin kendimize verdiğimiz önemden, göstereceğimiz saygının kendimize duyduğumuz saygıdan kaynaklandığını bilerek; kalplerinin vatan, millet, insanlık aşkı ve idealiyle dolu olduğundan şüphe etmediğimiz öğretmenlerimizin üstün gayret ve fedakârlıklarından dolayı her bir insanoğlu kadar saygıyı hak ettiğine şüphe yoktur.

Çocuklarımızı ve geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz ne yazık ki son zamanlarda sıklıkla şiddetin, saldırının, hakaretin, iftiraların ve edepsizliğin mağduru olmaktadırlar. Bunun son örneği ise, öğretmenlik mesleğinin ahlaksızca bir mukayeseye konu edilmesidir. İnsanı insan yapan değerlerin ekşitilmesinin, bozulmasının, çöpe atılmasının tavan yaptığı bir sözde internet platformunda öğretmenlik mesleği hakkında sarf edilen ahlaksız ve fütursuz yakıştırmaları, izandan ve edepten yoksun ifadeleri şiddetle kınıyoruz.

Bu ahlaksızlığı sitede başlık olarak açmak, dumura uğramış bir zihnin, kendini ahlaktan soyutlamış bir benliğin hezeyanından öte bir şey değildir.

Bu ahlaksızlığa geçit veren, bu had bilmezi bir platformun sözcüsü yapan site de bu olaydan sorumludur. Bu tür kişilere böylesi bir yetkinin verilmesi bir yetersizlik göstergesidir. Bu nedenle, bu yakışıksız ifadelere yer veren ve bu ahlaksızlığı yapmaktan imtina etmeyen kişi ve kişiler hakkında Eğitim-Bir-Sen olarak davacı olduk. Öğretmenlerimize karşı haddini aşan bu kendini bilmezlerle mahkemede hesaplaşacağız.

Bugün karşı karşıya kaldığımız bu durum, öğretmenin ve öğretmenliğin itibarsızlaştırılmasının bir sonucudur. Mesleğin küçümsendiği, meslek mensuplarının örselendiği, öğretmenin bilgisini ve yeteneğini sınıfa ve öğrencisine aktarma becerisinin dar kalıplara sokularak köreltildiği, toplumsal değerlerin sınav başarısı uğruna görmezden gelindiği bir eğitim sistemi, ne yazık ki, ahlaksızlığı, yüzsüzlüğü ve utanmazlığı meziyet olarak gören toplum kesiminin doğuşuna sebep olmuştur. Bu kesimin ürünleri, her türlü kutsala ve değere saygısızca dil uzatmayı hak olarak görebilmektedir.

Bunun önüne geçmek, eğitim zemininin olgunlaştırılmasıyla, bu ise öğretmenlik mesleğinin itibarının artırılmasıyla mümkündür. Eğitimin şartlarının/zemininin olgunlaştırılması konusunu sürekli akılda tutarak, öğretmenin eğitimin gerçek öznesi olabilmesi, öğretmenden beklentinin karşılanması ve öğretmenlik mesleğinin hak ettiği saygınlığın sağlam bir zemine kavuşabilmesi için Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu bir fırsat olarak görüyoruz.